ORTAKÖY TARİHİ

ORTAKÖY

Köyümüzde İlk keşif tarihi 1460, kuruluşu ise yaklaşık olarak 1500/1550 yıllarına dayanan köyümüzün eski isminin -CIGARIN veya CIGARUN - nereden geldiği hakkında kesin ve açıklayıcı bir belgeye ulaşılmamıştır. Bu konuda köyümüzün yaşlılarıyla yapılan istişarelerde ve tarihi belgeler ve rivayetler ön plana çıkmıştır.

Bu konuda yapılan araştırmalar bulunan doküman ve belgelerin değerlendirilerek bir sonuca bağlanması için gerekli çalışmaların yapılması amaç edinmiştir. Ben KARA HOCA MEHMET oğlu HASAN ATALI olarak bu görevi kendime görev edinmiş uzun çalışmalar sonunda bu araştırma tamamlanmış ve benden sonraki bu araştırmayı geliştirecek nesillere bırakmak amacıyla büyüklerimizden öğrendiklerimle ve araştırmalarımla bilgilerinize sunmaktayım. Köyümüz köy statüsünü kazanmadan evvel ilk sakinleri ATALI’ lardır köyümüzün ilk keşfi takriben 1460 yıllarında bu şekilde oluşmuştur.

1153'te imparatorluk yıkılınca Oğuzlar dağıldı. Kimi Harzemşahlara bağlandı, kimi Horasan'a, Kirman'a göçtü, kimileri de daha batıya gidip Irak'a, Suriye'ye yerleşti, bu dağınık.
Türk topluluklarını bir araya toplayarak büyük bir kabile kuran (3682)MEMIŞ Ağa YASEF’in (x) torun’larından olan OĞUZ Han oğlu Gök-Alp/Gök Han’ın oğlu Çepni (x) kuşak torunlarından olduğu tahmin edilmektedir.
Kurduğu SAM’lı, ŞAM’lı oğulları kabilenin başına seçilerek Osmanlı devletinin saflarına katıldı. Kabilenin başındaki (3682)MEMİŞ Efendı vefat ettikten sonra yerine geçen oğlu (3685)MUSTAFA  (3685)Mustafa  vefatından sonra yerıne gecen oğlu (3686)BEKİR  (3686)Bekır  vefat etmesiyle yerıne oğlu (3690)HACI ALI  gectı (36990)Hacı Alı  vefatından sonra ise yerıne oglu (5339)CAFER  gectı (5339)Cafer ın vefatından sonra oğlu (5340)MAHMUT gectı (5340)Mahmut un vefatından sonra (5347)MEHMET gectı (5347)Mehmet ın vefatından sonra ıse (5341) KAMİL gectı (5341)Kamıl ın vefatıyla kabılenın başina (5342) İBRAHİM gectı (5342)İbrahım ın vefat etmesiyle kabılenın başina oğlu (5343)AHMET gectı (5343)Ahmet vetat etmesiyle oğlu (2765)MEMİŞ ağa kabılenın başina gectı (2765)Memmiş ağa nın vefatıyla oğlu   (2764)MAHMUT kabılenın başina gectı

(2764)MAHMUT Osmanlı Hükümdarı FATİH SULTAN MEHMET’in buyruğu ile Kabilesi ile birlikte İSTANBUL 'un fethine katılmış 1453 göstermiş olduğu cesaret ve kahramanlıklarından dolayı kendisine FATİH SULTAN MEHMET tarafından Nişan ve Rütbe ile ödüllendirilerek (2764)Emir MAHMUT unvanı verilmiştir. FATİH SULTAN MEHMET (1461) ilkbaharında yanına Emir MAHMUT’u da alarak Trabzon seferine çıktı. Uzun Hasan'la olan harbinin sonuçlanmasından sonra Trabzon Rum Pontus Devletine son vermek üzere iki koldan hareket eden ordusunun bir kolu Rize'ye, Fatih komutasındaki diğer kolu ise Trabzon'un batısındaki Yoroz'a kadar ilerleyerek Pontus devletinin son hükümdarını karadan kuşatarak teslim almışlardır. Sam’lı Şam’lı oğullarından (2764)Emir MAHMUT komutasındaki harpçıların RİZE'yi fetheden ordunun içinde bulunduğu tarihi belgelerden anlaşılmıştır. Takriben (1461)

Her iki ordu ile Doğu Karadeniz 'e gelen askerlerden isteyenlerin bu yöreye yerleşmesine FATİH SULTAN MEHMET tarafından izin verilmesi üzerine Sam’lı Şam’lı oğulları RİZE iline yerleşmeye karar vermişlerdir.(takriben (1461) Önce Rize 'nın Hamruk veya Karaluk bölgesine bilahare havası ve suyu iyi olan çimil köyüne yerleşmişlerdir dağlık ve yaylak bir yer olan çimil köyüne (ORTAKÖY, BAŞKÖY, AŞAKÖY adında üç mahalle) kurmuşlardır ve Burada zamanla güçlü ve büyük bir kabile oluşturmuşlardır.

(2764)Emir Mahmut 'un vefatından sonra kabilenin reisi durumunda olan oğlu (2763)Hacı Memiş Bey Rize havalisinde kabileleri yönetmek üzere padişahtan müsaade almıştır.(Ferman-ı Şahane) FATİH SULTAN MEHMET (2763) Hacı MEMİŞ Beye kabilelerini yerleştirmek üzere büyük bir araziyi kendisine vermiştir. Macuka (Karacakaya), Aksu deresi, Gamaraş, Laot, Kaçalak Dağı ve görülen civarı Madur Dağı, Kucara, Küçük Dere, Manahoz ve Polat Dağı ile çevrili büyük araziye sahip olmuşlardır. Vesika ve tapu kayıtlarında bu fermanı bulmak mümkündür. 
(2763)Hacı MEMİŞ Bey vefatından sonra kabilenin başına oğlu (1075)KOCAMAN AĞA geçmiştir. Bulunduğu yörede eşkıyaların halka zulüm yapmaları kom ve ahırları basarak hayvanları almaları sebebiyle eşkıyaları yöreden kovmak için eşkıyalara ait komları basarak eşkıyaları yöreden kovmuşlardır bu suretle kabilenin adına kom Basanlar lakabı verilmiştir. Daha sonra " Kom Basan " lakabının kulağa hoş gelmemesi sebebiyle kulağa daha hoş gelen "Kum Basar"(Kom Basar) olarak değiştirildiği anlaşılmıştır. Halen bunların bir kısmı "Kum Basar (Kom Basar) oğulları" namı ile hayata devam etmektedirler. Secerede gecen isimlerle akrabalık bağları bulunduğu bilinmektedir.


Tahminen 1550/1600 yıllarında Kom basar (Kum basar) oğullarının reisi Kocaman Ağa 'nın kardeşi Süleyman ağa iki kızını başka bir kabileye vereceklerine üzülen Kocaman Ağa 'nın oğulları 

(1080)Abdullah, (1074)Abdurahman, (1076)Feyroz ve (1079)Miktat ağalar amcalarının iki kızını (3007)Melek ve (3008)Melike’yı yanlarına alarak ormanların içerisinden batıya doğru birkaç günlük yolculuktan sonra yaklaşık olarak.


SÜRMENE ilçesine 20 km. mesafede iç kısmında bulunan ve yörenin yüksek dağı olan KAÇALAK ‘ta bir müddet kaldıktan sonra KAÇALAK dağının orman içinde görülen ve yaklaşık 10 km. mesafedeki düzlüğe LAOT yaylasına giderek burada belirli sure kaldıktan sonra daha verimli ve güvenli yer bulmak ıcın vadon tepesinden geçerek 10 km uzaklıktaki yere yerleşirler Göç ettikleri Çimil Köyünden esinlenerek yerleştikleri bu yeni yere cimil’in küçüğü anlamına gelen "Cimilit" adını vermişlerdir. Bu köy halen SÜRMENE ilçesinde mevcut olup yeni adı Yağmurlu dur. Burada uzun bir süre kaldıktan sonra yeni yerleşım yerleri ararlar takriben 1600/1650 buna göre

Cimilit’ten esinlenerek Cigarun-Cigarın adının konulduğu tahmin edilmektedir Cigarın aynı zamanda şifalı bir bıtgı türü olduğu bilinmektedir.

Daha önceden çimil köyüne kurmuş oldukları mahalle isimlerinden esinlenerek Ortaköy adını koymuşlardır. Baş köy yukarı anlamına gelen bugünkü vadon (koyuncular koyu) Aşa köy ise aşağıdaki köy anlamına gelen Aksu köyü olabileceği tahmin edilmektedir.


Cumhurrıyet döneminde eski köy isimlerinin Türkçeye çevrilmesi sırasında köyümüze verilen isim ORTAKÖY’ dür. Ortaköy, Aksu ve Vadon Köyleri arasında kaldığı için Ortaköy adını almıştır.


Kardeşler kendi aralarında yapmış oldukları anlaşmayla bulundukları yere yakın daha önceden keşfettikleri yörelere köyler (yerleşim alanları) kurmak ıcın harekete geçmişlerdir ve bu köye Cimilit’ten esinlenerek Cigarun-Cigarın adını vermişlerdir


ATALI Seceremizdede yer alan 10 aile birbirleriyle akraba oldukları kesin olarak bilinmektedir.


Cigaron-Cigarın isminin Ortaköy olarak değiştirilmesi Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde İmparatorluk içerisinde Milliyetçilik ve Ayrılıkçı akımlarının ortaya çıktığı dönemlerde o dönemin Harbiye Nazırı ve aynı zamanda Padişah adına Başkomutan vekili olan. Enver Paşa 23 Kanun-ı Evvel 1331 ( 5 Ocak 1916 ) tarihinde yurt çapında kıstaslarını bizzat kendisinin belirlediği bir. Emirname yayınlayarak Rumca’dan Ermeni’ ceden ve Bulgar’ca dan geldiği düşünülen yer. Adlarının değiştirilmesini istedi Enver Paşa’nın emirnamesine göre:
1-Ülkede Müslüman fakat Türk olmayan kavimler hariç Rumca, Ermenice Bulgarca ve gayrimüslim kavimlere ait vilayet’ sancak’ kasaba’ köy’ dağ’ nehir ve benzeri yer adları Türkçeye çevrilecek.
2-Mıntıka dâhilindeki askeri erkân ve mülkiye memurları toplanarak değişiklik çizelgelerini hazırlayacak ve önce vilayet’ sancak’ kaza merkezlerinden başlayıp biten çizelgeler genel karargâha gönderilecek Bir araya getirilen çizelgeler incelenecek birbirine çok benzeyen isimler karşılıklı yazışılarak değiştirildikten sonra uygulanmak üzere Dâhiliye Nezareti ve Posta Nezaretlerine gönderilecek.
3-Yeni yer adlarında çalışkanlık ve askeri zaferlerimiz konu edilecektir. Gerek şimdi gerekse önceden harp alanı olan mevkiler. Oraya mahsus şanlı hadiseyi hatırlatmalı eğer bu mümkün değilse en namuslu ve memleketine yararlı hizmetleri bulunup da vefat etmiş kişilerin isimleri zikredilmeli ve yahut da mevzu bahis yörenin bol miktarda yetişen ve tanınan mahsulünün sanayi ve ticareti daim kılacak. Vaziyet ve coğrafi şekline uygun isimler bulunmalı.
Mektep öğretmenleri öğrencilerine coğrafya dersi sırasında vatanımızın her parçasını anlatırken onlara her mevkiin şanlı geçmişine, iklim’ mahsul’ sanat ve ticaretine ait konular bulabilmelidir. Bir de ahali ağzına yerleşmiş isimlerin birdenbire değiştirilmesi çeşitli karışıklıklara ve eski adların halk tarafından yeniden kullanılmasına yol açacağından o bölge halkının kabiliyet fıtratı ve alışkanlıkları göz önünde bulundurularak yeni yer adlarının belirlenmesine özen gösterilmelidir.
Bu şekilde CİGARUN ismi değiştirilip yerine bugünkü ismini ORYAKÖY olarak almıştır.
Cimilit Köyünden daha önceden keşfedilen bölgelere yerleşmek üzere yaklaşık 1650/1700 kardeşlerden Kanca Mehmet, Malkoç Hasan, Kadı Ali yeni yerleşim yerleri kurmak için kardeşlerden Kanca oğulları Vadon’a (yeni adı Koyuncular Köyü’ne), Malkoç’lar ve Atalı’lardan bir kısmı Aksu’ya, Atalı’lar Cikarın’a (yeni adı Ortaköy) yerlesmışlerdir. Daha sonra Atalı’lardan bir kısmı daha Vadon’a ve Vadon Köyü’nden bir kısım Kanca Cikarın’a (bugünkü Ortaköy’e), Malkoç’lardan bir kısım Ortaköy’e yerleşerek güçlü bir akrabalık bağlarını bir arada tutmaya çalışmışlardır.

Kurduğu (SAM’lı) ŞAM’lı oğulları kabilesinin başına seçilmış. Osmanlı devletinin saflarına katılmış olan (3682)MEMIŞ Ağa daha sonra zaman ıcerısınde kabilesinin ismi değişerek sırasıyla SAM’lı oğlu, ŞAM’lıoğlu, KOM’basan, KUM’basar, olarak soyadı kanunu ile birlikte ATALI, KANCA, MALKOÇ, MOLLA İSMAİL oğulları MOLLA HAMZA oğulları PİR AĞA oğulları KÖR BEKİR oğulları. Olarak değişerek soy adlara bölündü ve sonrasında evlilik yoluyla akrabalar çoğaldı ERDÖL, AKİN, YAHŞİ, TALAK, vs gibi çoğalarak bugünkü halını aldı daha sonra aynı soy isimleri değişik soy adlara bölündüğü gözlendi. KATALI’oğlu BAYRAKTAR, ÖZKAN, ERGÜL, BAYKAN vs gibi

Daha sonra köyün yerleşim alanlarını çoğaltmak için karşı köyden Gılıma (kahramanlar) Köyü’nden özel davet üzerine getirilen 3314 OĞULLARINDAN

2181 KILIC HÜSEYİN 3098 CAKIR 3315 İBRAHİM 3317 ALİ 3316 MEHMET kardeşleri köye davet ederek köyün beğendikleri alanlarına yerleşmek üzere bu yerleri kendilerine vermişlerdir.


KILIC HÜSEYİN Efendi ve çok iyi kılıç kullandığı için kendisine Kılıç Hüseyin unvanı verilmiştir. Ve bu şekilde 3314 soyundan gelen ERDÖL’ler bu Şekilde çoğalmaya başlamışlardır ve ATALI, KANCA, MALKOÇ’ larla akrabalık bağları bulunduğu bilinmektedir.

Köyümüzden ön plana çıkanlardan bir kaç örnek verecek olursak dini konuda tecrübe ve deneyimli KARAHOCA (17)HASAN EFENDİ (ATALI) (2755)MECIT EFENDİ (ERDÖL) istiklal gazisi olarak da Körlerin (1130)MEHMET ATALI ve yantara (92)MEHMET ATALI’ yı sayabiliriz köyümüzde milletvekili olarak PR DR (3084)CEVDET ERDÖL’lu sayabiliriz ve bunları cağaltmamız mümkündur.Biz burada ön plana çıkanları yazmayı uygun gördük
Köyümüzde yaşayan ailelerin SOYADLARI bu şekildedir.

Köyümüzün konumu
Ortaköy Trabzon ili sürmene ilçesine bağlı şirin bir köydür köyümüzün Sürmene ilçe merkezine uzaklığı 11 km Trabzon il merkezine uzaklığı 46 km dır. Köyümüz Manahoz deresi vadisinde Sürmene Köprübaşı karayolunun 8 km sindedir köyümüz Aksu’ Çifte su’ Koyuncular’ Kahramanlar köy’ü ile Orman seven beldesi arasındadır yüz ölçümü takriben 49 km2
Köye ulaşım
Sürmene köprübaşı kara yolunun 5. km de bulun aksu hanlarından aksu köyü üzerinden veya yine aynı karayolu üzerinden 6 km sinden çiftesi üzerinden veya yine aynı kara yolunun 7 km sinden Ortaköy yolu üzerinden yapılmaktadır. Köy yolu yöresel iklim koşullarına uygun olarak beton zeminle kaplanmıştır. Diğer yandan köyün uluslararası bir havalimanı olan Trabzon Havalimanına uzaklığı sadece 45 km olup, bu durum da gurbetteki hemşerilerimiz için bir avantaj teşkil etmektedir. İç hatlarda da değişik havayolu şirketlerince her gün direkt uçuşlar yapılmaktadır.
Ekonomi Durumu
 953 yıllarında devletin teşvikiyle dikilen çay bugün köyün en önemli gelir kaynaklarındandır. Fındıktan da       önemli bir gelir elde eden köy halkının aynı öneme sahip bir başka gelir kaynağı yoktur. Ormanlarımızdan eski  tarihlerde Kayık tahtası olarak önemli bir gelir elde edilmesine karşın’ bugün sadece yakacak ve az oranda kereste ihtiyacı karşılanmaktadır. Meyvecilik da oldukça yaygın olmasına rağmen bunun ekonomik olarak köye herhangi bir katkısı yoktur.

Hayvancılık maalesef yıllar önce olduğu gibi gelir getirecek düzeyde değil sadece ailenin süt ve yağ gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir ya da birkaç inek beslenmektedir. Bunun sebebi hayvan besiciliğinin güç ve kuvvet gerektirmesi buna da sahip olan genç nüfusun da çeşitli nedenlerle daha çok şehirde ikamet etmesidir.

Köyde bulunan Killi toprak vaktiyle köyümüzün ve civar köylerin kiremit ihtiyacını karşılardı. Sayıları 2–3 ü bulan fırınlardan bazıları KARA HOCA’lar tarafından CİNANIYOZ adı verilen kendi mezralarında çok kaliteli kiremit yaparlardı. Dağlık ve Ormanlık olması nedeniyle köyümüzde birçok su kaynağı bulunması ve bu su kaynaklarından bazılarının ana yollar etrafında çeşmeler yapılarak içme suyu amaçlı kullanılması ve kullanılmaya da devam edilmesi sonucu zamanla halk arasında bu çeşme sularının iyi su olup olmadıkları konuşulmaya başlanmasından kaynaklanmaktadır. Bu çeşmelerden Aral ve köyde bulunan eski tarihi çeşme lerdir. Bu çeşmelerin suyundan içenler bu suya iyi su’ temiz su’ pak su yani iyi içilebilir su anlamına gelen ve halk arasında dolaşan şekliyle “has su” denilmekteydi Köyümüzde üç camı bir ilkokul cay alım merkezleri ve Elektırığı’ telefonu’ yolu bulunan köyümüz. İlkokul eğitimini 1965 den evvel köy camı medresesinde aynı zamanda din eğitimi da verilirdi. Köyümüzün suyunun köy çeşmelerinden ve Laot dağının eteklerinden çıkan Soğuk suyun köyümüze köy halkı tarafından getirildiği ve her evde bu suyun bulunduğu bilinmektedir. Köyümüzün bugün tarihi eser olarak söyleyebileceğimiz su değirmeni dıyer adı ise (çın ) değirmeni’ mısır değirmeni un yapmak ıcın kullanılırdı ve halen bu görevini yerine getirmektedir. kendırhanalar dağı ile şehitler tepe diye anılan dağın eteklerinde kurulmuş oldukça eğimli bir araziye sahiptir içerinde 5 tane ırmak bulunmaktadır bunlar koyuncular köyü ile sinirimizi tayın eden Selimler ırmağı hocanın ırmağı alosmanlar ırmağı alağlar ve mıloz ırmaklarıdır bu ırmaklar köyümüzde bulunan Gılıma deresine dökülür köyümüzün çoğunluk arazisi ormanlıktır. Köyümüzün ekonomisi çay ve fındık tarımına bağlıdır. Köyümüzde eskiden hayvancılık da yapılmasına rağmen son dönemlerdeki göç olaylarından sonra hayvancılık yok olmuş durumdadır. Köyümüze 2 değirmen ve üç camii bulunmaktadır camiler isimleri merkez camii ayfuğa camii ve dere camii dır camilerden biri olan dere camii 1998 beş köy sel felaketinde sel ile yıkılmıştır değirmenler ise cin değirmeni ve dere değirmenidir dere değirmeni 1998 yılındaki beş köy sel felaketinde yıkılmıştır. Karadeniz de oldukça yaygın olan yaylacılık geleneği köyümüz için de geçerlidir. Yayla olarak ise soğuksu’ Harman’ yangın’ ağaç başı’ mincana’ sulak’ daşli’ yaylaları kullanılmaktadır. Bu yaylaları Ortaköy kahramanlar koyuncular yağmurlu ovalı Konak ve Çimenli köyleri ortak kullanmaktadır. Ayrıca otlaklardan daha iyi yararlanmak için köyün kurulduğu tepenin ardında köyünüze 4–5 km uzaklıkta cinaniyoz- kendıranlar ve Fatmelı denilen küçük yerleşim birimleridir. Bu sayede hayvancılığın yoğun olduğu dönemlerde mevcut otlakların daha verimli kullanılması sağlanmıştır. Günümüzde ise yayla genellikle nostalji boyutuyla bir işleve sahiptir. Sonradan inşa edilen bu yerleşim birimlerindeki kelif denilen tek katlı ve üstleri çam ağaçlarından yapılan hardama ile kapatılan evler tipik yayla evleridir. Daha sonraki yıllarda ise gerek altyapının gerekse insanların maddi kaynaklarının gelişmesiyle beton evler tercih edilmekte ve klasik yayla mimarisi yok olmaktadır. Yapım tarihi belli olmayan mağara altı evi sürmene deresi üzerinde bulunan kemer köprü Murzulalp deresi üzerine bulunan tarihi kapalı köprü, Fatmelı denen beldede bulunan Ceneviz köprüsü kalıntılarıdır. Ve resimli mağaradır.

Eski Trabzon İran kervan yolu köyümüz sınırlarından geçer köyümüz sınırları içerisinde olan Aral beldesinde eski tarihlerde madencilik yapıldığı bu beldede günümüzde dahi bulunan maden cüruflarından da anlaşılmaktadır köyümüzün camisinin içindeki minber kürsü müezzin mahfili ve kat süslemeleri görünmeye değer nadide bir sanat eserleridir. Beyburt dağı ile kendıranlar dağı arasında bulunan şehitler tepesi köyümüz korumasında olup şehitlerımız dalgalanan Türk Bayrağı’nın altında yatan şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. İstatistik bilgiler mevcut olmamakla birlikte köyümüzde okuryazar oranı yüzde yüze yakın olup Türkiye ortalamasının üzerindedir ayrıca köyümüzde orta ve dengi okul mezunu bakımından yüzde ALTMIŞ yüksek okul mezunu bakımından ise yüzde KIRK çıvarındadır.

Cumhurrıyet in ilanıyla köyler muhtar ların yönetimine verilmiş olup sırasıyla köy muhtarları aşagıdakı gibidir.
ORTAKÖY MUHTARLAR

ORTAKÖY NÜFUSU


Köyümüzün gelişmesi ıcın çalışan aramızdan ayrılan muhtar ve
Büyüklerimize CENABI ALLAH’TAN RAHMET diler. Mekânları cennet olsun.

Karahoca Mehmet oğlu
Hasan atalı
hasanatali@hotmail.com
www.hasanatali.blogspot.com




0 yorum:

Yorum Gönder